Bu tıbbi muayene yöntemi, spesifik olarak rahim ağzı (serviks), vajina ve bazı durumlarda vulva bölgelerinin, özel bir cihaz yardımıyla yakından ve büyütülerek incelenmesi prensibine dayanır. Bu cihaz, kolposkop olarak adlandırılır. Esasen bir tür ışıklı mikroskop işlevi gören bu alet, hekime bu hassas dokuları normal bir gözle yapılan jinekolojik muayenede ulaşılamayacak bir netlikte ve detayda görüntüleme imkanı sunar.
Kolposkopiye başvurulmasının ana nedeni, genellikle daha önce yapılan bir Pap Smear (rahim ağzı sürüntü testi) sonucunun anormal veya şüpheli gelmesidir. Bu durum, incelenen alanda kanser öncüsü (prekanseröz) lezyonlar veya erken evre kanser belirtileri olabileceği şüphesini doğurur. Kolposkopi, bu potansiyel patolojik değişiklikleri gözlemlemek, sınırlarını belirlemek ve en önemlisi, tanı için yeterli ve doğru bir doku örneği (biyopsi) almak amacıyla uygulanır. Bu detaylı inceleme, hekimin tanısal süreci en doğru şekilde yönetmesine olanak tanır.
Kolposkopi, genellikle ayakta tedavi bazında, bir muayene odasında gerçekleştirilen girişimsel olmayan (cerrahi olmayan) bir işlemdir.
Tüm bu süreç, genellikle yalnızca 10 ila 20 dakika arasında süren ve hastanın büyük çoğunluğunda minimal rahatsızlık yaratan, ancak hayati öneme sahip tanısal bir değerlendirme imkanı sunar.
